-HER KARANLIĞIN BAĞRINDA BİR FECR SAKLI- "İM JEDEN DUNKELHEİT VERSTECKT EİN SONNENAUFGANG "

En Son

“ANNE !”

Yüreği Gamla Dolan Küçük Bir Çocuğun Hikâyesidir Bu…

Bayhan’ı hepimiz ,seyretsekte seyretmesekte bir dönem, başbakanın, siyasilerin dahi hikayesiyle ilgilendiği popstar’da gündeme oturan hikayesi ile tanıdık.

Çocukluk çağında annesinin intihar etmesine şahitlik eden, annesini öpüp koklamaya,sesine,varlığına doyamayan küçük bir yüreğin feryadıydı bu…

Bayhan’ın bu iki eserinde yıllar geçse de, o yaralı çocuk ne kadar büyüse de, çığlık çığlığa, içine sığmayan yüreğinin feryadını,hâla yüzünde, yüreğinde,eserlerinde yansımasını görüyoruz…

“ANNE !”

Anne”ler ,Anne olabilmenin,yüceliğini güzelliğini,kutsallığını, çocuğun kalbinde nasıl tahtlar kurduğunu,nasıl çağlar açtığını veya nasıl onarılmaz acılar,izler geride bıraktığını ah bir bilebilseydiler…

Yokluk, evladını yetim bırakmak,bu hayattan göçüp girmek değildir sadece…

Kariyer uğrunda bakımevlerinde çocuklarını büyüten, modernizmin çarklarına sıkışmış veya çalışmayıp, tv ekranlarına bağımlı, her günde bir dizisi, her hafta da ev günlerinde ömür tüketen, çocuklarını anneli annesiz büyüten  annelerde anne olmanın yüceliğini ah bir bilebilseydi…

Sahi “ANNE” Olmak Neydi ?…

Semâ Yıldırım Özkaya

Çocuk Ergen Gelişimi ve Aile Danışmanı

“GüN GeLiR…

İnsan Ne Kadar Kaçarsa KaçsıN…,
Kaçtığı Savaşların İzini Taşır…

Bir Gün Herkes Kaybettiği Şeylerin Değerini Mutlaka Anlayacak…

Bir GünüN…,
Bir GönlüN…,
Bir ÖmrüN…,

“Hangi Renge Boyuyorsa…

Unutma;
Seni Seven ve Değer Veren kişi Yakınlaşır…
Seni Anlamak İster…,
Anlaşılmak İster…,
Değilse…,
Bırak O Seni Hangi Renge Boyuyorsa Öylece Kalsın…,
Çünkü Kişi Ancak Kalbinin ve Kabının Ölçüsü kadar Boyayabilir…

İnsani ilişkilerde asıl olan hatalar ve yanlışlardan çok iki kişinin birbirlerine karşı olan tutumlarıdır.
İnsan nâkıstır hata eder,
önemli olan iyi niyetle hataları
telafi edebilmek,tâmir edebilmektir, Yaklaşmaktır ,anlamayı,
çözüme ulaşmayı arzulamaktır.
Kişi eğer seni anlamak yerine,
kalbinin kalıbıyla
seni boyamaya çalışıyorsa bırakmalısın…
Çünkü iyi niyetin kaybedildiği ilişkilerde,
Artık sâf,temiz bir beraberlikten bahsedilemez.

Semâ Yıldırım Özkaya

GüçLü Mü’miN…

SelamunAleyküm hayırlı sabahlar
Değerli Kardeşlerime.
” Mü’min disiplinin adıdır.
Güçlü Mü’min  zayıf Mü’minden hayırlıdır.
Mü’min asla âtıl,tembel olamaz,olmamalıdır.
Hastalıklar vücumuzda bir misafirdir,
bir şeyleri doğru yapmadığımızın işaretidir…
Doğru sebebe sarılmak gerek.
Düzenli spor yapan kişilerin tansiyon şeker ve birçok kronik sıkıntılarından kurtulduğuna şahit oluyoruz.
Kronik hastalıklarda ve Kalp krizlerindeki artış ,hareketsiz bir yaşamanın ve kötü  beslenmenin karşılığı olduğunu bilmeliyiz.
Hava sıcaklıklarının artmasıyla  profesyonel spor yapmayan,gündüz spora vakit ayıramayan ve özellikle kalbi ile ilgili sıkıntı yaşayan kişilerin daha dikkatli olmalarını, özellikle akşam sporunu ,yürüyüşünü mutlaka hayatınızın merkezine koymanızı tavsiye ederim.


Tavsiyem;
SPOR , Bilinçli Hacamat ve Doğru Beslenme🥋🥊🏹🏊🏻‍♀️🤼🇵🇸🇹🇷
Selâm ve Duâ İLe

Semâ Yıldırım Özkaya

23 NisaN…

23 Nisan Çocuk BayramıyMış !?!?!
Gazze”de,Yanı Başımızda
14 Bin Çocuk Katledildi!!!
Şimdi Kesilen Ağaçlar,
Sahibini Evde Bekleyen Köpek Loli Kadar Değeri Olmayan Çocuklara inat…,
23 Nisan Hilafetin ilgası Ve Devletin Laikleştirilmesinin Tarihinde
Çocuk Bayramı Kutluyor Ruhsuz,Taşlaşmış Kalpler!!!

Yüzleriniz YALAN !!!
Sözleriniz YALAN !!!
Gözleriniz YALAN !!!
Kalpleriniz YALAN !!!
Sevginiz YALAN!!!

BeriyiM !!!
YalanlarınızdaN…,
BayramlarınızdaN…,
Sahte, SözlerinizdeN…,
Demokrasinin,
Hümanizmin Kirli Çehresine Sığınan
Maskeli YüzlerinizdeN!!!
“BeN BeriyiM !!!”

Semâ Yıldırım Özkaya

“BeN SaNa SıĞındıM…”

Ben beni tanıyıp bilmeden evvel
Hak emretti ben bir cana sığındım 
Orada müddetim dolduğu vakit
Dokuz aylık bir mekana sığındım

Bir bahçedeydim dikensiz gülsüz
Oturdum aylarca ağızsız dilsiz
Bir gün yolcu oldum servetsiz malsız
İşte geldim bu cihana sığındım

Ben Müslüman doğdum Elhamdülillah,
Şehadet getirdim La İlahe İllallah
Ümmetinim dedim ya Râsulallah
Haktan gelen O Sultana sığındım

Bu yolda yürüdüm didindim, koştum
Ne yoruldum, ne bir yana ulaştım.
Derken bir kitaptan bir yaprak açtım
Haktan gelen o Kur’ana sığındım

Geceleri gündüzleri var eden
Güneş-i, ay-ı yıldızları var eden
Maksudum der Ey bizleri Var Eden,
Ben seni HAKK bildim SaNa SığındıM…

Âşık Maksut Koca “Feryâdi”

“EvLiLiKte ÖzeL ALaN”



Evliliğin En Temel Bağı”
“Sevgi ve Güvendir”.


Değerli kardeşlerim;
Evlilik eşlerin birbirini dönüştürmesi değiştirmesi demek değildir.
Evlilik eşlerin birbiriyle harmanlanması,katışması,kaynaşması birbirlerinin farklı yönlerine saygı duymaları
birbirlerini beslemeleridir.

Bugün boşanmaların altında yatan en büyük sebeplerden bir tanesi ,
maalesef eşlerin birbirinin varlığına saygı duymaması,birbirini değiştirme ve dönüştürme çabasının olduğunu görüyoruz.

Özellikle eşlerin birbirlerine yaptıkları uzun nasihatler, özellikle bu nasihatler içerisinde Âyetlerin ve Hadis-i Şeriflerin karşılıklı bir koz bir tehdit  aracı olarak kullanılması evliliği yıpratan,evliliği ve duyguları yoran davranışlardır.

Bu tür davranışlar, eşleri birbirine yaklaştırmadığı gibi aksine, gittikçe daha da uzaklaştıran, gittikçe kalplerin birbirine ulaşamadığı uzak mesafeler açıyor.

Bilmeliyiz ki; Yeryüzünde her bir canlının, kendine güvende hissettiği,
nefes aldığı ,beslendiği bir alanı vardır ve olmalıdır.
Evlilik demek karı kocanın sürekli dip dibe yan yana oturması, birbirlerinin özel alanlarına müdahale etmesi, her şeyi sorgulaması,kurcalaması,
bilmek istemesi demek değildir.

Danışmanlık hizmetlerimizde
Hanım kardeşlerimizin en çok şikayet ettiği durum eşlerinin, onlara bir alan tanımamaları ,adeta nefessiz bırakmaları onlara sürekli ayet ve hadislerle tehdit ederek kendilerine ulaşılmaz bir makama koyarak hanımlarını itaate davet etmeleri, varlığını, duygularını potansiyelini yok saymaları, yemek yapan çocuklarına bakan temizlik yapan bir aracı olarak görmelerine yönelik davranışlar .

Halbuki iki taraf içinde  bilinmesi gereken şey,eşlerin birbirlerini yok sayıcı,bir araç olarak görmeye yönelik davranışların derin yaralar açtığı ve özellikle birbirlerine yaptıkları uzun nasihatlerin etkisinin her zaman etkisiz olduğudur.

Size bu bağlamda özel olsa da,hayatımda önemini ve etkisini büyük gördüğüm için bir hatıramı paylaşacağım.

Evliliğimizin ilk yıllarıydı…
Mütevazi Küçük bir evimiz vardı.
Haftanın birkaç günü erkeklere ve kadınlara ayrı olarak evimizde tefsir dersleri oluyordu.
Farklı mekânlarda yapılan tefsir derslerinde eşim gece saat birlere doğru eve geliyordu.

Eşimle tartışmıştık.Ben öfkeyle tüm düşüncelerimi söylerken,eşim sadece gözlerime bakıyor ve benimle tartışmıyordu…
Gözlerimin içine bakarak dilinden sadece sessizce  üç kelimelik bir cümle çıktı;
“Ama sen biliyorsun” …diyerek odayı terk etti. Eşim nefsime değil,öfkeme değil,kalbime ve vicdanıma seslenerek odadan çıkmıştı…İşte o an, benim için sanki tüm dünyanın içindeki nesneler anlamını yitirmişti…
ben vardım ve sadece inandığım bildiklerim…
Evet doğruydu ben biliyordum,eşimin bana artı nasihatler yapmasına ,uzun uzun vaazlar vermesine gerek yoktu…Onun işten yorgun argın gelişini,davası için nasıl çabaladığını, ne için gayret ettiğini görüyordum…bu bana yeterli gelmeli değil miydi?

Benim öfkeli ve nefis yaptığım o anda eşim tartışmak yerine, insanı sarsan, düşündüren,yüzleştiren bir davranışı ortaya koyarak odayı terk etmişti…
Ve o an kalbimi derin bir hüzün ve tefekkür sarmıştı…Evet ben biliyordum…

Değerli kardeşlerim,işte bu bağlamda eşler birbirlerinin kalbine giden yolu, birbirlerini etkilemenin yolunu çok iyi bilmelidirler. Uzun tartışmalar ve nasihatler eşleri yormaktan yıpratmaktan başka hiçbir sonuç vermiyor.


Belirttiğim gibi eşler birbirlerini iyi tanımalı,birbirlerinin özel alanlarına çalışmalarına saygı duymalıdırlar.

Hani hatırlayın zindan hatıralarında
Zeynep Gazali’nin eşiyle ilgili hatıralarını. Zeynep Gazali bir dava kadını,kendisine prangalar vurulamayan eve hapsedilemeyen öncü bir şahsiyetti.
Eşi ise mütevazi,dava yolunda hanımının kanatlarını kırmayan,onu desteklemekten geri durmayan bir Mü’min.

Bu örnekle ,evliliklerde özellikle eşlerin birbirinin özel alanlarını bilmesi, özel alanlarına riayet etmesi,saygı duyması, evliliği besleyen en güzel ve en önemli faktörlerdendir.

Hani hatırlayın Nurullah Genç’in
“Rüveyda” şiirini yazmak için eşinden izin ve helallik alarak, çocuklarını sessiz tutmasını rica ederek bir ay boyunca  evinin odasına kendisini nasıl kapattığını…

İşte bu özel ve anlamlı alan,
insanın içindeki potansiyelini,
Allah’ın onu yeryüzünde görevlendirdiği yönünü ve kabiliyetini ortaya çıkarabilmesi,ortaya koyabilmesi için en önemli alanlardandır.
Bu özel alanda ve yalnızlıkta insan kendi ruhunun derinliklerini keşfeder.

Bu özel alanlarda eşler birbirini
“Allah İçin,Yüce İslam Davası”için kalpten desteklerse ,Ümmet için ve gelecek nesiller için güzel meyvelerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Bu bağlamda eşler birbirlerinin potansiyelini iyi tanımalı, birbirini desteklemeli, beslemeli, ev içinde liyâkati esas alan bir görev dağılımı yapılmalı ve Yüce İslam Davasının maslahatını,
her zaman nefsâni isteklerinin önünde tutmalıdırlar.

Mü’min erkeklerle mü’min kadınlar da birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, namazı kılar, zekatı verir, Allah’a ve Peygamberine itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Muhakkak Allah yücedir, hakimdir.

Tevbe Sûresi-71

Selâm ve Duâ İLe

Semâ Yıldırım Özkaya

Çocuk Ergen Gelişimi Ve Aile Danışmanı