Bielefeld'de referandum konulu panel

Sınıf devrimcileri Bielefeld’de referandum sürecine ilişkin panel düzenledi.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 25 Mart 2017
  • 08:42

Sınıf devrimcilerinin referandum çalışmaları kapsamında Avrupa’da düzenlediği paneller dizisinin ilki 24 Mart Cuma akşamı Almanya’nın Bielefeld kentinde gerçekleştirildi. Saat 19.00'da başlatılan panele araştırmacı-yazar Temel Demirer ve BİR-KAR temsilcisi katıldı.

Sunumunu yapması için ilk söz Temel Demirer'e verildi. Demirer, ilk önce Türkiye'nin bugünkü siyasal tablosuna değindi. Türkiye'nin git gide koyu bir karanlığa gömüldüğünü anlattı. Dinci-gerici AKP iktidarının kendisine kayda değer bir toplumsal taban yarattığını, bununsa tehlikeyi daha da büyüttüğünü belirtti. Tam da bu nedenle, ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. Devamla, karşı karşıya olunan sorunun ‘Evet’-‘Hayır’ demenin çok ötesinde bir sorun olduğuna değindi. ‘Evet’ ya da ‘Hayır’dan hangisi çoğunluk sağlarsa sağlasın, 16 Nisan'la birlikte Türkiye'de yeni bir mücadele döneminin başlayacağını söyledi.  Bunu pek çok emaresinin olduğunu ileri sürdü.

Koyu karanlığa ve gericiliğin artan ağırlığına rağmen işçi sınıfı başta gelmek üzere, kadınların, Kürtlerin, aydın ve akademisyenleri ile toplumun ezilen kesimlerinin, son dönemlerde hissedilir bir canlılık içine girdiğinin altını çizdi. Somut olaylar ve örneklemelerle AKP ve Erdoğan teşhiri yaptı. Demirer “Her kışın sonu bahardır, AKP ve Erdoğan'ın kışı olan karanlığının da sonu gelmektedir, bu konuda her zamankinden de umutluyum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Söz bu kez BİR-KAR temsilcisine verildi. BİR-KAR temsilcisi ilk elden, karşı karşıya olunan sorunun iddia edildiği gibi, kısmi bir anayasal değişiklik, bu çerçevede de bir hukuksal düzenleme sorunu olmayıp, T. Erdoğan liderliğindeki AKP gericiliğinin öteden beri hedefi olan bir tek adam diktatörlüğüne gidişat olduğunu, burjuva cumhuriyetin çoktandır içi boşaltılmış, iyiden iyiye işlevsizleştirilmiş kurumlarının biçimsel haline de son verilerek, İslami esaslar temelinde bir yeni düzen kurmak gibi bir sorun olduğunu belirtti.

BİR-KAR temsilcisi, ‘Hayır’ diyen güçlerin her birinin farklı şiarları, gerekçeleri, amaçları, programları ve hedefleri olduğuna dikkat çekti. Ancak en doğru ve en tutarlı programa sınıf devrimcilerinin sahip olduğunu, AKP gericiliği, T Erdoğan ve yeni yönelişleri konusunda en doğru tespitlerin sınıf devrimcileri tarafından yapıldığını belirtti. Dinci-gerici AKP iktidarının bir sermaye iktidarı, kurulması hedeflenenin de sermayenin diktatörlüğü, T. Erdoğan'ın da diktatörü olacağının altını çizdi. Günün en yakıcı görev ve sorumluluğun sınıf devrimcilerinin görüşlerini işçi ve emekçilere anlatmak olduğunu belirtti. ‘Hayır’ cephesindeki her kesimin nesnel olarak dinci-gerici iktidara yöneldiğini, bunun kafa karışıklığına yol açmaması gerektiğini dile getirdi. Aslolanın en önde işçi sınıfı ve komünistlerin olduğunun altını çizdi.

Dinsel-gericiliği geriletecek, karanlığını dağıtacak yegane gücün işçi sınıfı, kurulması elzem olanın sınıf eksenli bir devrimci odak olduğunu belirten BİR-KAR temsilcisi, sorunu esas olarak işçi sınıfına açıklamanın, işçi sınıfının bilinç ve örgütlülük düzeyini geliştirmenin önemini vurguladı.

BİR-KAR temsilcisi, ‘Evet’ oyu fazla çıkarsa, var olan fiili durumun daha azgın boyutlar kazanacağını, koşulların daha elverişsiz hale geleceğini, ancak, bunun karamsarlığa, umutsuzluğa yol açamaması gerektiğini, zira, siyasal mücadelenin sınırsız olduğunu anlattı. “Kaldığımız yerden mücadeleye, hem de daha güçlü biçimde devem etmeliyiz. Doğru olan da bu olur” dedi. Şimdiden her duruma hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. ‘Hayır’ oyu üstün gelirse eğer, bunun da Türkiye'yi güllük gülistanlık hale getirmeyeceğinin altını çizdi.

Sözlerini, “Bu sonuç elbette önemlidir. Gericiliğe politik ve moral bir darbe vurur. Mücadeleyi daha da ileri taşımak için pek çok imkan yaratır. Ancak, dikkat edilmelidir, 7 Haziran sırasındaki çizgiye asla izin verilmemelidir. Elde edilecek imkanlar parlamenter manevralara heba edilmemelidir. Bizim hedefimiz bunun çok ama çok ötesindedir. Bizim şiarımız ‘Sermayenin diktatörüne de, diktatörlüğüne de hayır'dır Demek oluyor ki, mücadelemiz kurulu düzenin sınırlarına sığmaz, orada sona ermeyecektir. Bizim hedefimiz sosyalist işçi-emekçi cumhuriyetidir. Referandum diğer şeylerin yanı sıra, esas olarak bu mücadele için imkan yaratma mücadelesidir” diyerek bitirdi.

Sunumların ardından kısa bir ara verildi. Etkinliğin ikinci bölümü kimi katılımcıların kısaca görüşlerini açıklamaları ve panelistlere çeşitli sorular sormaları ile devam etti. Bu bölüm, karşılıklı diyaloglara, verimli ve canlı tartışmalara sahne oldu. Panel canlı tartışmaların ardından sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak/ Bielefeld